Hüseyin Öztürk ve "Mezirme'ye Sesleniş"
HÜSEYİN ÖZTÜRK ve MEZİRME'YE SESLENİŞ
2011 yılından buyana Ballıkayalı köy enstitüsü ve öğretmen okulunu bitirmiş olan öğretmenler ile ilgili yaşamöyküsel bir derleme çalışması sürdürüyorum. Bu çerçevede köyümüzde 59 öğretmen olduğunu belirledim ve bunlardan elliye yakınını derledim. Hüseyin Öztürk (Karadede) de derlediklerimden biri olup bu yazımda ondan söz ederek bir şiirini örnek vereceğim.
Hüseyin ÖZTÜRK
2 Şubat 1935 tarihinde Malatya Hekimhan ilçesi Ballıkaya köyünde doğdu. Annesi Asiya, babası Ali’dir.
İlkokulu Balıklaya köyü İlkokulunda okudu. Öğretmenleri Ali Öztürk ve Avni Oktay idi. 1947 yılında Akçadağ Köy enstitüsüne girdi. Okul yıllarında sporla ilgilendi. Beden eğitimi dersimde kapalı spor salonunda yere konan parayı oturup ağızla alınmasını öğretmen söylediğinde yalnızca kendisinin ben alırım dediğini ve aldığını belirtir.
Okulu bitirdikten sonra Malatya ili Yeşilyurt İlçesi Pirpirim Köyü İlkokulunda göreve başladı. Daha sonra Arguvan Çavuş, Arguvan Merkez, Malatya Kemal Özalper, Ziya Gökalp, Şehit Konuk ilkokullarında görev yaptı.
1971 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümüne girdi. Bir yıl kadar okuduğu bu okul da 10 metre koşusunu 15 saniyede koştuğunu belirtir. Aynı yıl istifa ederek ve de okulu da bırakarak Almanya’ya işçi olarak gitti. Bir süre işçi olarak çalıştıktan sonra yerel yönetimlerde öğretmenlik yaptı. Bu süre içinde Frankfurt kentinde iki yıl cumartesi ve Pazar günleri Türk çocuklarına ücretsiz olarak matematik dersi; Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılında da 15 bayana okuma yazma dersi verdi. On altı yıl görev yaptıktan sonra 1987 yılında hem Türkiye hem de Almanya’dan emekli oldu. Yılın yarısını Almanya’da yarısını Türkiye;’de geçiriyor.
Askerliğini Sivas Dekavultepe ve Kabakyazı’da üç ay yaptı.
31 Temmuz 1953 tarihinde Başkavak köyünden Feride ve Ali Takmaz kızı Zekiye Takmaz ile evlendi. Gülşen (1956), Nurşen (1958), Ali Vahap Naci (1961) ve Nurten (1964) adlarında dört çocuk sahibidir.
Şiir yazıyor, 200 kadar şirini kitap halinde bastırmak istiyor.
Almanya’da emekli oluşunu şöyle anlatıyor.
“Mesleğimi ne kadar derseniz o kadar çok sevdim. Topluma gereği kadar hizmet ettim, alnım açık geziyorum.
Okul açıldığında okulda alman müdürün yanına gittim, “Bu yıl da geçen yılın programı mı uygulanacak?” diye sordum. “Öztürk, sen emekliye ayrıldın” dedi, koltuğa yığıldım. Bayan müdür, “Neden telaşlandın?” dedi, su getirtti. “Hayır, telaşlanmadım, sevdiğim meslekten ayrıldığım için zor geldi bana” dedim.
Üç ay o okulun yolundan gitmedim. Bu okulu ve öğretmenliği en kadar sevdiğimi göstermez mi?
İlkokulu Balıklaya köyü İlkokulunda okudu. Öğretmenleri Ali Öztürk ve Avni Oktay idi. 1947 yılında Akçadağ Köy enstitüsüne girdi. Okul yıllarında sporla ilgilendi. Beden eğitimi dersimde kapalı spor salonunda yere konan parayı oturup ağızla alınmasını öğretmen söylediğinde yalnızca kendisinin ben alırım dediğini ve aldığını belirtir.
Okulu bitirdikten sonra Malatya ili Yeşilyurt İlçesi Pirpirim Köyü İlkokulunda göreve başladı. Daha sonra Arguvan Çavuş, Arguvan Merkez, Malatya Kemal Özalper, Ziya Gökalp, Şehit Konuk ilkokullarında görev yaptı.
1971 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümüne girdi. Bir yıl kadar okuduğu bu okul da 10 metre koşusunu 15 saniyede koştuğunu belirtir. Aynı yıl istifa ederek ve de okulu da bırakarak Almanya’ya işçi olarak gitti. Bir süre işçi olarak çalıştıktan sonra yerel yönetimlerde öğretmenlik yaptı. Bu süre içinde Frankfurt kentinde iki yıl cumartesi ve Pazar günleri Türk çocuklarına ücretsiz olarak matematik dersi; Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılında da 15 bayana okuma yazma dersi verdi. On altı yıl görev yaptıktan sonra 1987 yılında hem Türkiye hem de Almanya’dan emekli oldu. Yılın yarısını Almanya’da yarısını Türkiye;’de geçiriyor.
Askerliğini Sivas Dekavultepe ve Kabakyazı’da üç ay yaptı.
31 Temmuz 1953 tarihinde Başkavak köyünden Feride ve Ali Takmaz kızı Zekiye Takmaz ile evlendi. Gülşen (1956), Nurşen (1958), Ali Vahap Naci (1961) ve Nurten (1964) adlarında dört çocuk sahibidir.
Şiir yazıyor, 200 kadar şirini kitap halinde bastırmak istiyor.
Almanya’da emekli oluşunu şöyle anlatıyor.
“Mesleğimi ne kadar derseniz o kadar çok sevdim. Topluma gereği kadar hizmet ettim, alnım açık geziyorum.
Okul açıldığında okulda alman müdürün yanına gittim, “Bu yıl da geçen yılın programı mı uygulanacak?” diye sordum. “Öztürk, sen emekliye ayrıldın” dedi, koltuğa yığıldım. Bayan müdür, “Neden telaşlandın?” dedi, su getirtti. “Hayır, telaşlanmadım, sevdiğim meslekten ayrıldığım için zor geldi bana” dedim.
Üç ay o okulun yolundan gitmedim. Bu okulu ve öğretmenliği en kadar sevdiğimi göstermez mi?
Köyüme Sesleniş
İsmini sordular, Ballıkaya
adımı,
Her çeşit meyveden, aldılar
tadımı.
Mezirme köyler içinde, şehir yâdımı,
Şarktan garba, söylenir adın
Mezirme.
Gülünü derdiler, yıllar
oraklar,
İçinden geçen konuk duraklar,
Seni gören, erler oymaklar
Bayılır tadına tuzuna Mezirme.
Adını almış Ballıkaya’dan,
Akan balların, görünür
sayadan.
Seni ne güzel yaratmış
yaradan,
Her halinle bir tanesin
Mezirme.
Soğuk suların akıyor,
pınarsın,
Konuklara yoğurt ayran
sunarsın.
Tahıl tarlasın, durmaz yolarsın
Yaz baharda yaralar sararsın
Mezirme.
Seni sevenler haslar hasıdır,
Sevmeyenler dünyanın nesidir.
Gelen muhabbet bağının
sesidir,
Sensin bağlarınla, şirin
Mezirme.
İlim irfan dolu köyünde,
Yetiştirir, yerler öğünde.
Çeken kuvvetleri var sözünde,
Geleneğine sadiksin Mezirme.
Ne kadar methini etsem sana,
Canı dilden söylerim methi
sana.
Ana ocağı, kucağındayım ana,
Seni sevmemek elde mi Mezirme.
Günler geçiyor, yaratmış
yaradan,
Köylere sağlık ocağın aratan
Koyma emniyeti, unutma sıradan,
Korkarım nazar değer Mezirme.
Dedeler gelip, gelip
geçmişler,
Bu güzel, şirin yeri
seçmişler.
Çevresine insanlık, tohumu
saçmışlar,
Her halinle örneksin Mezirme.
Öztürk söyledi,
bu sözleri,
Geride kaldı, henüz özleri.
Alev saçan, insan gözleri,
Seni eserinden tanırım Mezirme
Hüseyin ÖZTÜRK
Almanya, 30 Mart 2011
30 Ağustos 2012, Ballıkaya’da kendisinden derlendi
Ben de bir eğitimci olarak,sizleri kutluyorum.yolumuza ışık tutunuz.İyi ki Mezirmeliyiz,iyi ki varsınız selamlar.
YanıtlaSil"Güneş Mezirme'den doğar" diyorlar ama ışık pek görünmüyor.
YanıtlaSilDaha yeni başladık sayılır.
Dilerim aydınlatırız...