İsmail Güner Aramızdan Ayrıldı
İsmail Güner Aramızdan Ayrıldı
İsmail Güner Ballıkaya'da aramızdan ayrıldı.
Fotoğraf: İnayet KOÇ |
Köyümüz halkından Zeynep ve Abidin Güner oğlu, 1932 doğumlu İsmail Güner, 5 Nisan 2019 Cuma Salı günü Ballıkaya'da aramızdan ayrıldı. 6 Nisan 2019 Cumartesi günü doğduğu yer olan köyümüz Ballıkaya'da toprağa verildi.
Hak rahmet eylesin...
Hak rahmet eylesin...
"Heeey Felek Hey!"
İnayet KOÇ
"Heyyy felek hey!" der, her lafın sonunda İsmail Amca -namı diğer- Cabillinin
İsmail…
İsmail
çoktur bizim buralarda; Ali, Hasan, Hüseyin, Mustafa da çoktur. O yüzden herkesin
soydan gelen bir lakabı vardır, diğerlerinden ayırmak için…
Bir
yandan eski zamanları, geçmiş günleri, gençliğini, yaşadıklarını yâd eder, iç
geçirir İsmail Amca, diğer yandan da şimdiki zamana şimdiki koşullara, içinde
bulunduğu duruma yaşlanmasına, elinden bir şey gelmemesine, gücünün bir şeye
yetmemesine, çaresizliğine isyan eder. O yüzden hayatının özeti gibidir,
"Heeey felek hey!" sözü...
Eski
zamanlardan çıkıp gelmiştir o. Yolsuz, susuz, karanlık zamanlardan. Çiftçilik
yapmıştır, yarıcılık. Memmed Ağanın Süleymen'le beraber mal (sığır) alıp
satmışlardır. Sivas'tan, Kangal'dan, Hasançelebi’den, Hekimhan’dan, kar kış
kıyamette, onlarca kilometre yolu hayvanlarla beraber nasıl yürüyerek gidip
geldiklerini, nerelerde konakladıklarını, yollarda nasıl aç susuz kaldıklarını,
gece donmamak ve ısınmak için ortağıyla sırt sırta verip sabahladıklarını,
nasıl zorluklar çektiklerini anlatır.
Keban
barajında işçilik yapmıştır sonraki yıllarda. Bizim köyden ve komşu köylerden
insanlarla beraber. En küçük teyzemin eşi de vardır çalışanlar arasında. İsmail Amca,"O bizden sonra geldiği için onun maaşı daha azdı ve o nedenle ha
bire 'Benim maaşım niye daha az?' diye söylenip, mızmızlanıp
dururdu" der.
Keban
Barajını Fransızlar yapmış."Üst kadronun, yöneticilerin, mühendislerin
çoğu Fransız'dı"der İsmail amca, işçilerse Türk imiş.
"Çok
iyi adamlardı Fransızlar, bizimkiler gibi üçkağıtçı değillerdi. Düzenli,
disiplinli, işçilerin alacağına, hakkına hukukuna saygılı insanlardı" der.
Türkiye'nin
dört bir yanına elektrik üretip gönderirler ama Keban'a 85 km uzaklıkta olan
kendi köyünde elektrik yoktur. Uzun yıllar sonra gelmiştir elektrik (1987).
Oldum
olası devletten bir şey görmemişlerdir zaten, acıdan, zulümden başka. Hep
dağlara sürülmüşlerdir, yasaklanmışlardır, dışlanmışlardır, insandan
sayılmamışlardır.
Toprak
azdır bizim buralarda ve mevsim kısadır. Toprak herkese yetmez olduğundan ve karın
doyurmadığı için şehirlerin yolu tutulmuştur; Ankara’nın, İzmir’in, İstanbul’un…
İsmail Amca da Ankara'ya yerleşmiştir, ailesiyle beraber.
İşportacılık
yapmıştır Ankara’da. O günlerini büyük bir heves ve övgüyle anlatır. Bir
kahramanlık destanı gibi… Nasıl para kazandıklarını, zabıtalarla nasıl kavga
ettiklerini, onlara nasıl posta koyduğunu, parti delegeliği yaptığını uzun uzun
anlatır babama.
Böyle
geçmiştir İsmail amcanın hayatı ve bu nedenle, "Heyyy felek
hey!" der…
Ballıklaya,
29 Mayıs 2018
Yorumlar
Yorum Gönder