İsmail Koç Aramızdan Ayrıldı

İsmail Koç Aramızdan Ayrıldı
Köyümüz halkından Eyüp Koç ve Zehra Koç oğlu, Köpük Koç eşi, Kubilay, Yurdagül, Ülkü ve Turgay'ın babası, Akçadağ İlköğretmen Okulunu bitirenlerden (1954) emekli öğretmen İsmail Koç (1936), 13 Kasım 2024 Çarşamba günü Ankara'da aramızdan ayrıldı.
Cenazesi 14 Kasım 2024 Perşembe günü Ballıkaya'da Karadirek Cemevinden kaldırılarak Ballıkaya Mezarlığında toprağa verildi.
Hak rahmet eylesin...

Ballıkayalı Öğretmenler Kitabında İsmail Koç

İSMAİL KOÇ

1936 yılında Hekimhan Mezirme (Ballıkaya) köyünde doğdu. Babası Eyüp Koç, annesi Zehra Koçtur.
İlkokulu Mezirme’deokudu. 1948 yılında Akçadağ Köy Enstitüsüne girdi. Okulda voleybol, futbol takımlarında yer aldı. Akçadağ İkinciler köyünde uygulama yaptı, 1954 yılında okulu bitirdi.
Gaziantep Nizip Elifoğlu köyünde göreve başladı, iki yıl burada görev yaptı.1957 Malatya Arapgir Hasdek köyü, 1958 Malatya Hidayet İlkokulu; 1960 Askerliğini Sivas Kabakyazı’da yedek subay olarak yaptı.
1968 Malatya Fatih İlkokulu, 1978 Ankara Keçiören Akgünler İlkokulu. Buradan emekli. 1984 yılında Açık Öğretim Fakültesi Eğitim Önlisans Programını bitirdi.
1957 yılında Köpük Yılmaz ile evlendi. Kubilay, Yurdagül, Ülkü ve Turgay adlarında iki erkek iki kız çocuk babasıdır.
Kış dönemi Ankara’da, yaz dönemi Ballıkaya’da yaşıyordu. 13 Kasım 2024 Çarşamba günü Ankara'da aramızdan ayrıldı. Cenazesi 14 Kasım 2024 Perşembe günü Ballıkaya'da Karadirek Cemevinden kaldırılarak Ballıkaya Mezarlığında toprağa verildi.

Kemal Burkay

Kemal Burkay ile aynı sınıfta okuduk. Çok zeki ve çalışkandı. Herkes gezip tozarken o çok okur, kendi kendine İngilizce öğrenmeye çalışırdı. Sonradan hukuk fakültesini de bitirdi.
Resim dersinde resim öğretmeni Kemal Burkay’a not olarak 2 vermişti. Bu da Kemal Burkay’ın onuruna dokunmuştu. “Ben de Kemal Burkay isem senden iyi resim yapmayı öğreneceğim” dedi. Yağlı boya, tuval, fırça alıp çalışmaya başladı. Zamanla çok güzel tablolar yaptı.

Refik Koraltan

Refik Koraltan okula gelmişti. İdare binasının orada konuşma yaptı.
“Ben sizinle ne konuşayım? Köyden geldiniz, köye gideceksiniz” dedi.
Köy, köylü ve köy enstitülerini küçümseyen bir davranıştı bu. Zamanla da köy enstitülerini kapattılar.

Reyzi Pamir ve Karpuz Hırsızlığı


Santral nöbetçisiyken Reyzi Pamir’in karşısında duruyordum. O zaman üçüncü sınıftaydım.
Bir gün karpuz çalan büyük sınıflardan öğrencileri yakalamıştı. Beni çağırdı, “Nöbetçi iki karavana getiri iki de bıçak” dedi. İki öğrencini adını verdi, “Bunları da çağır” dedi. Dediklerini yerine getirdim.
Elinde bir sopa vardı. “sen çık” dedi. Anahtar deliğinden baktım.
İkisini de oturttu. “Bunları yiyip bitireceksiniz” dedi. Yemeye başladılar ama bitiremediler. Kocaman karpuzlardı. Beni de çağırdı, konuşma yaptı.
“Bu karpuzlar sizin için ekildi. Bunu neden yapıyorsunuz? Öğretmen olacaksınız, hırsızlık ne demek? Bu son olsun…”

Reyzi Pamir ve Kooperatifçi

Reyzi Pamir bisküviyi çok severdi. Bir gün 2,5 lira verdi, kooperatiften bisküvi ve çay istedi. Gidip dediklerini aldım. “Hani paranın üstü?” dedi. Üst vermediğin söyledim. Kooperatifin kantinine geldi, “Paranın üstünü neden vermedin? Bisküvi şu kadar, çay şu kadar usta” diye kantinciye kızdı.
Hak yenmesini sevmezdi… (*)


(*) İsmail KOÇ: Kendisinden derlendi, Ballıkaya 9 Ağustos 2011

Yorumlar

Popüler Yayınlar