Kısa Bir Öyküdür Hayat
Kısa Bir Öyküdür Hayat
İnayet KOÇ |
"Kısa bir öyküdür hayat
Uğruna upuzun acılar çektiğimiz
Kısa bir türküdür
Bir kez daha söylemek için delirdiğimiz"
Yılmaz ODABAŞI
Köye
gelip, fotoğrafını görünce, rahmetli ebem ile ilgili anılarım geldi aklıma.
İyi
bir kadındı rahmetli. Dirençli bir kadındı…
Komik
bir kadındı aynı zamanda, pek çok komik anısı var bende.
Severdim
ebemle şakalaşmayı, yarenlik yapmayı. Yanında sigara içtiğim zamanlarda,
"Gurban yarısına gelince bana ver" derdi. Severdi sigaranın kokusunu,
tadını. Bir küllük ile beraber verirdim sigarayı eline, ta ki sigara
parmaklarını yakıncaya kadar içerdi.
Çok
erken yaşlarda kaybetmişti eşini ve bir daha evlenmemişti. Anlattığına göre, eşi
askerde hastalanmış bir daha iyileşememişti.
Hastanın
öleceğini anlayan devlet, evinde ölsün diye onu terhis etmiş ve kısa süre
sonrada ölmüştü. Babam bile doğru düzgün hatırlamıyor babasını.
Üç
çocukla kalakalmış o yaşlarda. Çocuklarına hem annelik hem babalık yapıp
büyütmüş, okutmuştu. Belki de bu koşullardı onu dirençli yapan.
Ömrünün
son yirmi yılını, hiç görmeden ve neredeyse hiç evden çıkamadan geçirdi.
Unutmuştu
dış dünyayı. Eski yaşadıklarından, bildiklerinden, tanıdığı insanlardan bir
dünya kurmuştu kafasında kendine göre.
Roman
kahramanları gibi, kahramanları vardı; Karacaahmet, Hakkulusi, Karadonlu
Beytullah, Ecevit'in askerleri, Ortadoğununun askerleri, Bayburt'un askerleri
vs.
Kendi
kendine sürekli bunlarla konuşur, bazen yardım ister, bazen kızar, bazen
üzülür, bazen de aniden bir kahkaha patlatırdı.
Bir
gün, “Savaş çıktı, Ecevit'in askerleriyle Ortadoğunun askerleri savaşıyor” dedi.
“Ebe, böyle bir şey yok, bunlar hep senin kafanda olup bitiyor” deyince; “Heeyyyyy!
Sizin hiçbir şeyden haberiniz yok, televizyon söyledi” dedi.
Bir
akşam, abimle beraber eve geç vakit gittiğimizde annem, “Ebenizin durumu iyi
değil, sanki ölecek gibi, zor nefes alıp veriyor” dedi. Odasına gittim,
seslendim, hafiften ırgaladım. Artık çok geçti, hiçbir şey duymuyor,
hissetmiyordu, sadece derin derin, kesik kesik nefes alıp veriyordu. Bir süre
sonra o da durdu…
Koca
bir hayat, bir ömür geçip gitmişti gözlerimizin önünde. Hasretle ve özlemle...
Yorumlar
Yorum Gönder